Anti-HIV testleri, İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (HIV) enfeksiyonunu saptamak için kullanılan çeşitli laboratuvar testlerini ifade eder. Bu testler, vücudun HIV'e karşı ürettiği antikorları veya virüsün kendisini (antijenler veya viral RNA) tespit etmeye odaklanır. Kemilüminesans veya benzeri teknolojiler, bu testlerin hassasiyetini ve özgüllüğünü artırmak için sıklıkla kullanılır.
HIV, bağışıklık sistemine saldıran ve zamanla AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu)'na yol açabilen bir retrovirüs'tür.
HIV enfeksiyonu genellikle üç evrede ilerler:
Bu testler, vücudun HIV'e karşı ürettiği antikorları tespit eder. Genellikle ilk tarama testi olarak kullanılırlar. ELISA ve kemilüminesans immünoassay (CLIA) gibi yöntemler kullanılır.
Bu testler, hem HIV antikorlarını hem de HIV'e özgü p24 antijenini (virüsün bir proteini) aynı anda tespit edebilir. Bu, enfeksiyonun daha erken evrelerinde tanı koymaya yardımcı olur.
NAAT (genellikle PCR yöntemiyle yapılır), kandaki viral RNA'yı (virüsün genetik materyali) tespit eder ve miktarını ölçer. Hem erken tanı için hem de tedaviye yanıtı izlemek için kullanılır. Viral yük olarak da bilinir.
Kemilüminesans İmmünoassay (CLIA), bir analitin (bu durumda HIV antikorları veya antijenleri) varlığını ve miktarını belirlemek için kullanılan yüksek hassasiyetli bir immünoassay tekniğidir.
CLIA, antikor veya antijenin spesifik olarak bağlandığı bir reaksiyon oluşturur. Bu reaksiyon sonucunda bir kemilüminesans reaksiyonu meydana gelir. Yayılan ışık miktarı, analitin konsantrasyonu ile doğru orantılıdır. Bu ışık, özel bir cihaz (lüminometre) tarafından ölçülür ve analitin miktarı belirlenir.
Pencere dönemi, enfeksiyonun bulaşmasından antikorların veya antijenlerin tespit edilebilir seviyeye ulaşmasına kadar geçen süredir. Bu süre zarfında, test negatif çıkabilirken kişi bulaşıcı olabilir. Testin türüne bağlı olarak bu süre değişebilir.
Anti-HIV testleri genellikle çok güvenilir olsa da, yanlış pozitif (testin pozitif çıkması ancak kişinin enfekte olmaması) veya yanlış negatif (testin negatif çıkması ancak kişinin enfekte olması) sonuçlar nadiren de olsa ortaya çıkabilir.
Tarama testleri pozitif çıktığında, sonucu doğrulamak için daha spesifik testler (örneğin Western Blot veya IFA) yapılır. Western Blot, HIV proteinlerine karşı antikorları tespit etmek için kullanılan bir doğrulama testidir.
Erken tanı, HIV enfeksiyonunun ilerlemesini yavaşlatmak ve AIDS gelişimini önlemek için önemlidir. Antiretroviral tedavi (ART) sayesinde, HIV ile yaşayan insanlar sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilirler.
Yaygın ve etkili HIV testleri, enfeksiyonun yayılmasını kontrol altına almak ve toplum sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir. Erken tanı, bireylerin enfeksiyonu başkalarına bulaştırma riskini azaltmalarına yardımcı olur.
ELISA, HIV antikorlarını tespit etmek için yaygın olarak kullanılan bir immünoassay tekniğidir. Antikorlar, bir enzimle işaretlenmiş antikorlar kullanılarak tespit edilir ve renkli bir reaksiyon oluşturulur.
Western Blot, HIV antikorlarını doğrulamak için kullanılan bir doğrulama testidir. HIV proteinleri ayrılır ve bir membrana aktarılır, ardından hastanın serumu ile inkübe edilir. Spesifik antikorların varlığı, işaretlenmiş antikorlar kullanılarak tespit edilir.